ABD Kolej Seçiminde En Önemlisi Sizsiniz

Üniversite ödevini gözden geçirmek için gecenin bir yarısı uyanmak, tarih dersinde sessizce okumak yerine uykuya dalmak, günün en ufak bir rahatsızlığında dışarı çıkmak, standart sınavlara hazırlanmak için öğle veya akşam yemeğini atlamak, normalde çok yetkin olduğunuz alanlarda sık sık kendine güvenini kaybetmek? Bunlardan herhangi biri tanıdık geliyorsa, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yüksekokul ve üniversitelere bakmaya başlayan bir lise öğrencisi olmalısınız.

Sizinle paylaşacağım bir tavsiyem var. Bu ücretli bir tavsiye veya niteliksiz bir görüş değil. 29 yılı aşkın bir süremi ABD yüksek öğreniminde öğrencileri okula kabul etmek, göçmenlik koşulları konusunda tavsiyelerde bulunmak ve çalıştığım kurumun ötesine geçmelerine yardımcı olmak için harcadım. Diğer bir deyişle, tüm bu döngüye oldukça aşinayım ve özellikle eski bir uluslararası öğrenci ve şu anda karşı karşıya olduğunuz aynı süreçten geçen iki başarılı genç yetişkinin annesi olarak size karşı çok yüksek düzeyde empatim var. Bu nedenle, statükoyu biraz sarsmama izin verin, bunu sadece lisedeki son yıllarınızı veya aylarınızı çok daha eğlenceli hale getirirken aynı zamanda başarılı bir üniversite araştırmasına doğru ilerlemeniz niyetiyle yapacağım.

1. Rahatlayın! Evet, beni duydunuz, lisede kalan zamanın değerli olduğuna ve onu boşa harcamamanız gerektiğine kendinizi ikna etmek için her şeyi yapın. Sadece bir mantra, inanana kadar kendine tekrar etmeni istiyorum.
2. Henüz vakit varken arkadaşlıklarınızı pekiştirin. Bazı isimleri unutsanız bile, bu anıları hayatınızın geri kalanında yaşatacaksınız.
3. Lise materyallerini öğrenmeye devam edin. Henüz üniversitede değilsin, bu yüzden hala öğrenmen gereken önemli materyallerin ve geçmen gereken sınavların var. Bu aşamadaki etkili öğrenim, üniversitenizde koşmaya başlamanıza yardımcı olacaktır.
4. Eğlenmek için zaman ayırın! Bu ister spor yapmak, ister doğanın içine dalmak, film izlemek, oyun oynamak veya bir aile etkinliğine katılmak olsun. Tüm benliğiniz olmaya devam etmeli ve sadece özgeçmişinizin üniversitelere ne kadar etkileyici göründüğünü değil, bütünsel anlamda kim olduğunuzu takdir etmelisiniz.
5. Kendinize karşı sabırlı olun. En iyimizi etkileyen muazzam bir stres altındasınız. Ayrıca lise yıllarınızın bir kısmını bir pandemi içinde geçirdiniz. Oyunun kuralları değişti; bazıları iyi yönde, bazılarıysa kötü yönde. Siz, aileniz, çevreniz, üniversiteye kabul süreci ve uygulamaları ve üniversite öğrencilerinin deneyimleri de öyle; artık hiçbir şey aynı değil. İki yıl önce işe yarayan şeyin mevcut koşullara göre yeniden ayarlanması gerekiyor. Tüm bu değişikliklere daha iyi uyum sağlamanıza yardımcı olmak için kişisel bakımınıza öncelik verin.
6. Yalnız değilsin. Bunu, insanların alışılmadık koşullar altında kendilerini yalnız hissettiklerini bildiğim için söylüyorum, bu üniversite araştırmasının şu anda sizi nasıl hissettireceği gibidir. Gerçek şu ki, deneyimlerimiz benzersiz olsa da asla yalnız değiliz. Benzer deneyimlerden geçen başkaları da var. En iyi strateji, düşüncelerinizi, zorluklarınızı, deneyimlerinizi ve başarılarınızı aileniz ve çevrenizdeki diğer güvenilir kişilerle paylaşmaktır.
7. Yüksekokullar çok yönlü öğrenciler arıyor. Bir pandeminin ortasında iyi bir eğitim almayı, dersler dışında kendinizi geliştirmeyi, sağlıklı ilişkiler sürdürmeyi, uyku ve yiyecek alımınıza dikkat etmeyi, eğlenmeyi (çoğunlukla eminim ki sanal olarak) başardıysanız ve stresi yönettiyseniz yüksekokullar tarafından son derece talep görürsünüz.
8. Son yıllarda kabul sürecinde bazı standart testler artık çok fazla vurgulanmasa da, ana dili İngilizce olmayan bir kişiyseniz, tüm ABD üniversiteleri hala güçlü bir İngilizce diline sahip olmanızı istiyor. TOEFL, IELTS veya gelecekteki üniversitenizin kabul edebileceği başka bir dil yeterlilik sınavına girmeye çalışın. Bunu bir kereden fazla yapın çünkü dil sınavı puanları tekrar sınava girerek iyileşir. Dil öğrenimine yardımcı olması için İngilizce kitaplar okuyun ve İngilizce filmler izleyin.
9. Orijinal olun! Üniversitelere başvururken kendinize karşı dürüst olmaya çalışın. Kendi sözlerinizle yazdığınız makaleler ve benzersiz fikirlerinizle paylaştığınız yazılar bir insan olarak sizin hakkınızda çok şey anlatır. Üniversitelerin değer verdiği şey budur, yazma becerileriniz konusunda kendinizi ifade ederken utangaç olmayın.
10. Size en çok hitap eden bir okulu seçin. Üniversite sıralaması, arkadaş ve aile görüşleri önemli olabilir, ancak günün sonunda, bulunduğunuz yerde mutlu olması gereken sizsiniz. Ne istediğinizi bilin: Eğer bir şehir insanıysanız, bir şehirde bir üniversiteye gitmeniz gerekiyor mu? Küçük ve korunaklı bir ortamda büyüdüyseniz, kendinize çok büyük bir okulun sizin için iyi olup olmayacağını sorun. Ne de olsa üniversite, bağımsız ve sorumlu bir yetişkin olmayı öğreneceğiniz ve önünüzdeki dört yıl boyunca yaşayacağınız yerdir, bu yüzden sevdiğiniz bir yere gitmeniz sizin için faydalıdır.

Sonuç olarak, tercih ettiğiniz okullarla iletişim halinde kalın ve onlara son seçiminizde yardımcı olması için istediğiniz kadar soru sorun. Sizden haber almayı severler.

Bu yayının gelecek sayılarında bir ABD okuluna uyum sağlamak, göçmenlik kuralları ve düzenlemelerinin önemi ve üniversitenin ötesine nasıl hazırlanılacağı hakkında da yazabilirim.

Sağlıklı kalın, araştırmanızda başarılar dilerim.

Senem Serpil Bakar
Uluslararası Öğrenci ve Akademisyen Hizmetleri Müdürü
https://www.american.edu/
Washington, D.C.